Üç haftalık bir emeğin ürünü olan kutu oyunumu sizlerle
paylaşıyorum. Kamların Savaşı Kutu Oyunu: Türk-Altay Mitolojisinden esinlenen; strateji-taktik türünde; 2-4 kişilik; tur
tabanlı bir oyundur.
İndirdiğiniz dosyada oyunun şablonunu, oyun kurallarını
ve oyunu nasıl yapacağınızı gösteren üç farklı PDF dosyası bulunmaktadır. Tek
yapmanız gereken çıktı almak, kalın bir kartona ya da mukavvaya çıktıları
yapıştırmak ve kesmek.
Oyunun bu sürümü sadece basit bir kutu oyununun neleri
içermesi gerektiğini göstermek amaçlı yapılmıştır. Ancak hikayesi derin ve
anlamlı olan bu ilk göz ağrımı fırsat buldukça geliştireceğim. Zamanla yeni
haritalar, birimler ve binalar eklenecek yada grafik tasarımları
iyileştirilecektir.
Oyunun geliştirirken K.O.T.A. yöntemini kullandım. Eğer
sizde kendi kutu oyunlarınızı tasarlamak istiyorsanız, mini rehber tadındaki
bir önceki “Nasıl Kutu Oyunu Yaparım?” başlığını okumanızı tavsiye ederim.
Oyunun Teknik Özellikleri
Oyunu 2, 3 yada 4 kişi oynayabilirsiniz. Ancak ben 3 kişi
oynamanızı tavsiye etmem. Çünkü boşta kalan köşeye bir kişi uzak, komşu olan
diğer iki kişi ise yakın olacaktır. Buda oyunun dengesizleşmesine neden
olacaktır. 2 kişi oynandığında
karşılıklı çapraz köşelerde başlamanızı tavsiye ederim. Oyun haritası 4kişi
için olabildiğince dengeli tasarlanmıştır. Her köşenin yeşil alanlarının
merkeze (Ulu Kayın) en yakın uzaklığı eşittir.
Haritada deniz, bozkır, çimen, dağ olmak üzere 4 farklı yeryüzü
çeşidi bulunmaktadır. Deniz ve dağlar üzerinden birimler geçemezken, kara ve
çimenden geçilir. Binalar yalnızca çimenlik alanlara kurulur.
Oyunda 4 farklı birim bulunuyor. “Körmöz” isimli birim, diğer
tüm birimler karşısında güçsüz ama hızlı ve bina yapımı için şart olan bir
birimdir. Bulunduğu yeşil alana bina kuran körmöz yok olur. “Kut” ismine sahip
diğer 3 faklı birim ise birbirine karşı zayıf ve güçlüdür. İleride yeni
birimler ekleyerek daha karmaşık birim sistemleri geliştirmeyi planlıyorum.
Her oyuncunun piyon ve binalarının karışmaması için farklı rengi var(mavi, sarı, siyah, kırmızı)
Hikayenin Kökleri
Oyunda her oyuncu bir Kam(Şaman) rolündedir. Kamlar,
tengrilerle irtibata geçerek bazen insanlara yardım eden bazen de sadece dengeyi
korumayı amaçlayan yetenekli kişilerdir…
Her Tengrinin kendine has huyları ve güçleri vardı. MERGEN
bilgeliği, KIZAGAN gücü, ÜLGEN iyiliği, ERLİK kötü olan her şeyi temsil ediyordu.
Tengriler, tengrilerin çocukları, insanlar ve diğer yaratılanlar göğün 17 kat yukarısı
ve yerin 7 kat aşağısındaki katlar arasında yaşıyordu. Yeryüzü, Gökyüzüne dokuz
dalı olan ULU KAYIN AĞACI ile bağlıydı.
Herşey, Tengrilerin atası Kayra Han’ın çocuğu Erlik’i
yaptığı fenalıklardan dolayı yerin yedi kat aşağısında yaşamaya mahkûm
etmesiyle başladı. Erlik Han yerin altındaki sonsuz karanlıkta Kızıl bir güneş
ile yaşayıp ölüler ve çürümüşler ile ilgilenirken diğer kardeşleri her türlü kötü
şeyden uzak göğün üst katlarında keyif içinde yaşıyorlardı. Karanlık doğan
günlerde düşüncelerde kararırdı. Erlik Han’ında düşünceleri kin ve karanlık
içindeydi ve planlar yapıyordu…
…Ve sonunda diğer üç kardeşini de birbirine düşürmeyi
başardı. Bu savaş ki bir kazananı olmayan, sadece karanlık bir güç saçıyordu
etrafa. Savaşırken Tengrilerin lime lime kopan vücut parçaları yeryüzüne
düşerek büyüye dönüşüyordu. Manguslar, Bükeler, Evrenler, başı boş körmözler tüm
yer yüzüne yayıldı. Yurtlar tepegözlerin karnını doyurdukları sofralara döndü. İller
Alkırı’larının baskınlarıyla dağıldı.
Bazı kamlar meditasyonlarında nereden geldiğini bilediği sesler
duydular. Bu sesler Yeryüzünü ağzına kadar dolduran büyüleri nasıl
kullanacağını ve insanlığın kurtuluş yolunu fısıldıyordu.
Artık yapmaları gereken şeyi biliyorlardı…
Erliğin körmözleri herkese yenilir çünkü kötü olan
yeryüzünden sürülmüştür, Ülgen Kızganı yener, çünkü affetmek yok
etmekten yücedir. Kızgan Ülgeni yener, çünkü öfke aklı kapatır. Mergen Ülgeni
yener, çünkü bilge olan her şeyin sonucunu görür…
Maddi anlamda ölümsüz olan Tengriler, manevi açıdan
ölebilirdi. Manevi ölüm ise unutulmak ile aynı anlamdaydı. Ulu Ağacın dallarını
kontrol etmeyi başaran Şaman Tengrilerin yeryüzüyle olan bağını da kesebilirdi.
Böylece zaman içinde adları unutulan ve güçleri zayıflayan Tengriler yeryüzüne
daha fazla zarar veremezdi. Ama ortada Tanrıların kadim sırrını çözmeyi başaran
ve Ulu Kayını Kontrol etmeye çalışan birden çok güç vardı. Hatta insanlara Tengrilerin
Kut’u ile saldırdığı söylenen Temirkıynakların, mangusların söylentileri bile
dolaşıyordu.
İnsanlığın, yeryüzünün ve tanrıların kaderini bir
başkasına bırakabilir miydin?
Gücünü yeryüzüne yayılmış tanrıların savaş artıkları olan
kut’lardan ve ERLİKTEN satın aldığın hizmetçi hayaletlerden alıyorsun. Unutma tüm
savaşların destekçisi ERLİK, diğer şamanları da destekliyor. Bu yüzden bu
savaşı kazanmanın iki yolu var. Ya diğer şamanlarla da savaşacak ve onların
ERLİK’ten yardım almasını engelleyeceksin yada doğrudan ULU KAYIN’ı kontrol
etmeye çalışacaksın.
Görevini başarabilir misin? Savaşı hangi Tengri kazanır?
Acıdan uzaklaşmak için güce yaklaşmak, güce yaklaşmak için tanrılardan
uzaklaşmak doğru mu? Bu soruların cevabını bulabilir misin bilmem ama her
savaştan sonra en az bir tane ERLİK KAPISININ sağlam kalacağını biliyorum…
Anladığım kadarıyla yaptınız ve bıraktınız :/
YanıtlaSil